Feeds:
Yazılar
Yorumlar

Archive for Ocak 2009

Read Full Post »

Haddini Bilmemek

Gün geçmiyor ki Bülent Uygun kendisine karşı olan antipatiyi artıracak bir hareket yapmasın. Hemen her gün yeni bir fikrim geldi açıklaması ya da ithamı ile gündemde. Hazır konu açılmışken belirteyim; Sivasspor’un beşinci büyük olduğu iddiası da aynı konunun başka bir boyutu. Büyüklüğün sadece sportif başarı ile verilip verilemeyeceği, taraftar sayısı / etkinliği, istikrar, kupa sayısı vs gibi kriterler ayrıca tartışılmalı bence. Kabul edelim ya da etmeyelim ancak ülkemizdeki dört büyüğün belirlenmesi için kullanılan yegane kriter şampiyonluk kazanmış olmak. Sivasspor’un geçen seneki takdir edilesi başarısı ile yaptığı şey işte bu kritere neredeyse ulaşıyor olmaktı. Bu sene de önemli başarılarını devam ettiriyorlar. Desteklenmeli, ilgi ve takdir görmeliler. Çok önemli bir işe imza atıkları hemen kabul edilmeli. Ancak eni konu bu. Aldıkları bir kupa, UEFA’da elde ettikleri bir başarı, daha önce yapılmamış herhangi bir şeyi yapmışlıkları vs yok. Dolayısıyla Bülent Uygun’un şişen egosunun da empati yapılabilir bir yanı kalmıyor. Ne Fenerbahçe’si Galatasaray’ı ne de Arsene Wenger’i kaldı iki senede el atmadığı. Öyle garipliklere imza atıyor ki, arada söylediği tutarlı fikirlere yazık oluyor.

Uzun zamandır Bülent Uygun ile ilgili görüşlerimi yazmaktan kaçınıyordum, Kayserispor maçı sonrası okuduğum şu açıklamaları nedeniyle mecbur hissettim kendimi:

“Ancak hakemimiz 15 tane faul yapan Cangele’ye sarı kart göstermezken, oyuna girer girmez topu çalmak isterken faul yapan Balili’ye sarı kart gösterdi. Bu ne lahana bu ne turşu. Hadi bundan vazgeçtim, adamın ayağını kıracak şekilde tabanla giren futbolcuya, kardeşim koşarken göster kırmızı kartını. Niye benim futbolcum, 3 dakika sonra sana ’Sarı kart göstermeyecekmisin?’ diyor. Sen bunları çözebileceksin, o avantajı çözebileceksin, sen bunları okuyacaksın ki belki UEFA’da final yönetirsin. Şiş yansın kebap yanmasın, Adana kebabı yandı. Adanalılar futbol izleyemedi. Böyle şey mi olur?”

Tebrik ediyorum seni Tolunay hoca” ifadesini kullandı

“Tartışılacak bir pozisyon, futbolcum topun önüne geçmeye çalışıyor sarı kart veriyor. Hakeme ne diyeyim. Allah sonlarını hayır etsin

Read Full Post »

Galatasaray’ın bu sezon deplasmanda kayıpları oynadığı sır değil. Bu nedenle deplasmandaki Denizli maçı, geçen haftaki Sivas mağlubiyeti ve Denizli’nin yeni transferleri ile birlikte düşünüldüğünde daha da zorlaşıyordu. Lincoln ve Kewell gene yok, Servet ve Nonda sahadaydı. Bu senenin zaten olmayını Karan’ın cezasını aklına getiren var mıydı bilmiyorum…

Maç temposuz başladı, temposuz bitti. Henüz ilk dakikalarda Nonda & Arda yapımı, Baros bitirişi ile gelen gol tempo konusunda zaten gönülsüz olan Galatasaraylı oyuncuların kendilerini zorlama mecburiyetini ortadan kaldırmış oldu. Denizlispor ise her ne kadar bol pas yaparak tempoyu artırmaya yeltense de hem kapasiteleri hem de oyuncuların birbirlerine henüz alışamamış olmamaları nedeniyle başarılı olamadılar. Tüm maç suskun kalıp da ikinci yarı Ümit Hoca istifa diye bağıran bir yandaş grubu ile kümede kalmaları zor. Yeni gelen oyuncuların bir an önce takıma alışması gerekiyor…

Maçın büyük bölümü orta alan mücadelesi, Galatasaray’ın cılız atak denemeleri ile geçti. Sahada Lincoln ve Kewell gibi yaratıcı isimler olmayınca iş Barış, Sabri, Mehmet gibi isimlerin mücadeleleri ile taştan ekmek çıkarmalarına bakıyor. O da zor elbette. İkinci ihtimal de kendisinden beklenmeyen birşeyler yapacak oyuncuların ortaya çıkmasıydı. Nonda’nın golünde olduğu gibi. Uzun zamandır suskun olan golcü oyuncu, tam da sahadan çıksa artık seslerin yükseldiği anda enfes bir gol atarak gecenin en güzel işini imzaladı.

Kalan dakikalardaki tek aksiyon Ayhan Akman’ın kırmızı kartıydı. Kaptan’ın hiç itiraz etmeden çıkışı beni kıllandırdı açıkcası. Acaba önümüzdeki haftaki Kayseri maçını, Sivas ile oynanacak kupa maçına tercih olabilir mi diyorum. Ayhan’ın atılışı ile takım kaptanı Mehmet Topal oldu. Daha önce Lincoln’un kaptanlığı sonrası çıkış yapan Arda, Sabri ve Servet’e kaptanlığın verilmemesi doğru hareket. Eğer bu tercih idari bir kararsa…

Read Full Post »

İtalya’da bu hafta, futbolcular hem Serie A hem de Seri B’de maçlara 15 dakika geç çıkıyor. Protesto kararı İtalya Futbolcular Birliği’nin (AIC – Associazione Italiana Calciatori). Kararın nedeni CAS’ın Daniele Mannini ve Davide Possanzini isimli futbolcuları doping testine geç kaldıkları gerekçesiyle bir yıl sahalardan uzaklaştırması. 2007 Aralık’da meydana gelen olayın cezası bu hafta içerisinde açıklandı. İtalya Olimpiyat Komitesince sadece 15 gün ceza alan iki futbolcu, olay CAS’a taşınınca cezaları 1 yıla çıkmış. Olayın bence örnek alınacak yönü futbolcuların gösterdiği birliktelik. Futbolcular Birliği, sendika, örgütü adına ne derseniz deyin adamlar tüm demokratik toplumlarda olduğu gibi birleşmişler. Üstelik bizdeki kimi oluşumlar gibi göstermelik değil, aktif. Anında tepki verebiliyor, yek vücut olabiliyorlar. Darısı başımıza!

Read Full Post »

Ricardo Oliveira sezon başında Hakan Şükür’ün yerini doldurmak üzere çok uzun bir süre Galatasaray’ın gündeminde kalmıştı. Günler, hatta haftalar boyunca Galatasaratlı yöneticiler İspanya’da kamp yaptı, ancak sonuç çıkmadı. Üstelik yüklüce bir miktar bonservis gözden çıkarılmıştı. Milan Baros’un yerine bugünkü Galatasaray’da Ricardo Oliveira olsa 15 golü olur muydu bilemiyorum. Sanki böylesi daha hayırlı olmur sarı kırmızılılar için. Brezilyalı oyuncu Zaragoza’dan Real Betis’e dönüyor şimdi. Daha önce Betis’te çok başarılı olan Ricardo Oliveira şimdi kulübünün küme düşmemesini sağlamaya çalışacak. Sonraki hedefi de futbolu burada bırakmak olacak(mış!). Resmi açıklama birkaç gün içerisinde.

Read Full Post »

Julien Faubert

Real Madrid ara transferi en hareketli geçiren takımlardan biri. Huntelaar, Lassana Diara’dan sonra Fransız Julien Faubert ile kadroyu güçlendirdiler. West Ham’dan sezon sonuna kadar kiralanan Fransız için soru işareti çok. Yattara’nın ismi çok geçmesine rağmen, bu haberleri şaka olarak nitelemiştim. Julien Faubert tam eşek şakası oldu. İngiliz kulübüne geldikten sonra aşil tendonunu bıraktığı Sigma Olomuc maçından sonra aylarca futboldan uzak kaldı. Tam anlamıyla ne durumda olduğu bile soru işareti… Körlemesine yapılan bir transfer, ya tutarsa?

Read Full Post »

“Çok mutluyum. Dün Evo’ya kolayca kazandığı için bir mektup gönderdim”
Bolivya’da yeni anayasanın kabul edilmesiyle ilgili olarak.
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Arjantinli ünlü futbolcu Diego Maradona’ya bir mektup göndererek, İran halkına verdiği desteğe teşekkür etti.

Read Full Post »

Taktik Tahtası

The Guardian hoş bir çalışma yapmış. Premier Lig’in son üç sezonundaki tüm takımların birçok istatistiğini taktik tahtasında görebiliyorsunuz. Hatta istediğiniz özellikleri kaydedip, diğer takımlarla karşılaştırma şansınız var. Dahası bu bilgilere erişim ücretsiz, buradan erişebilirsin. Maç maç, istatistik türüne göre bilgiye ulaşmak, oyuncu numaralarını bile görebilmek keşke böyle bir bilgi zenginliği bizde de olsa dedirtiyor.

Read Full Post »

El Hadji Ousseynou Diouf

Şu tipteki birinden istikrar filan beklemek hayalperestlik olur herhalde. Bilmiyorum çok mu önyargılıyım? El Hadji Diouf artık Blackburn Rovers forması giyecek. Senegalli oyuncu uluslar arası piyasada ismini 2002 Dünya Kupası ile beraber gösterdi. Fransa’yı da yenme başarası gösterip İlhan Mansız’ın golüne kadar iddiasını sürdüren Afrika temsilcisinin en önemli ayağıydı. Kupanın en iyi 11’inde kendine yer bulmayı başarmıştı. Bu başarısı onun kariyeri için yeni fırsatlar doğurdu; Premier Lig’e Liverpool forması ile adım attı. Liverpool yöneticileri Diouf’un bu tip fotoğraflarını görmedikleri için, Lens’e 10 milyon Paund’u bastırmışlardı. Kop’ta kendisinden beklenini zerre kadar yerine getiremeyince Bolton Wanderers’a önce kiralandı, sonra da bonservisi ile beraber satıldı. Kendisinden beklenini verememekten kasıt golsüz geçen 14 aylık süre. 80 maçta atılan 6 gol neredeyse bir defans adamı için bile yetersizlik göstergesidir…

Bolton’da kiralık olduğu ilk sezon 3 maçta bir gol ortalaması yakalayarak 2002 yılına referans verdi. Reebok Stadium’da özellikle Anelka ile etkili bir hücum hattı oluşturduklarını rahatlıkla söyleyebilirim. Ancak bu sezonun başında Sunderland’e satıldı, daha doğrusu kendisi ayrılmak istedi. Yaşadığı sakatlık, yedek kalmak, Roy Keane’in ayrılması derken Sunderland forması ile gol bile bulamadı. Bundan sonra Blackburn’de arayacak golleri. Menejerinin Bolton’dan tanıdığı Sam Allardyce olması tek dayanağı 28 yaşındaki oyuncunun. Ancak Ewood Park’ta çok sıcak karşılanacağını iddia etmek zor. 4 sezon önce Brad Friedel dokunmadan artisttik biçimde penaltı kazandığından beri Blackburn taraftarınca tepki görüyordu.

Read Full Post »

David Beckham’ın Milan ile olan kiralık sözleşmesi Mart’ın başında bitecek. Bu beraberliğin uzaması LA Galaxy’nin elinde. İngiliz oyuncunun ABD’ye dönüp dönmeye iki kulüp arasındaki pazarlıklar sonrasında belli olacak. Tam bunlar konuşulurken Beckham’ın içerisinde yer aldığı bir haber duyuldu. İngiliz oyuncu ülkesinden Leyton Orient kulübüne talip olmuş. Birinci lig kulübün sahibi Barry Hearn eğer kulübün çıkarlarına uygun bir noktada buluşursak düşünmeden satarım dediğine göre iş ciddi. Leyton Oreint’ın Beckham hayatındaki yeri sadece bu ilişki de değil üstelik; henüz çocukken bu kulüple beraber antrenmanlara çıkmış Beckham. Football Manager’ın gerçek hayatı gibi takılır orada. Oğullarını ve akademisinden yetiştirdiği çocukları dener durur…

Read Full Post »

Maradona’nın nasıl bir fenomen bahsedecek kadar cahil değilim. Bilenen bir şey, sen de biliyorsundur. Che’ye olan hayranlığı, Anti-Bush tişörtleri giymesi, tedavi süreçlerinde beni Küba doktorlarına emanet edin demesi, Fidel ile sohbetleri onun politik tavrının birer göstergesi. En son Venezüela’ya Hugo Chavez’in yanına gitmiş. En az kendisi kadar fenomen olan Chavez’e destek vererek, devlet başkanının görev süresine ilişkin yapılacak referandumda kazanması yönünde çalışıyor El Diego.
El Diego ve Politika devam edecek…

Read Full Post »

Tilki imgesi, futbolda genellikle sahada yaptığı kurnazlıklar nedeniyle bir oyuncu ya da taktisyen hocalar için kullanılır. Benim burada Marcelo Daniel Gallardo’ya tilki dememin sebebi gene kürkçü dükkanına dönüyor olması. Arjantinli oyuncu 1992-98 arası terlettiği River Plate formasından Monaco’ya gitmek için ayrılmıştı. Monaco’da ismini Avrupa futbol piyasasına ezberletecek işlere imza attı. Öyle ki Monaco’nun aldığı şampiyonlukla beraber Fransa’da Yılın Futbolcusu ödülünü kazandı. Ancak o da istikrarlı Arjantinliler’den değildi; 2003 kürkçü dükkanına dönüş yılıydı. Arkasında 102 maçta attığı 18 golü bırakarak.

River’da üç sene daha oynayıp yeniden Fransa’ya, ancak bu kez PSG’ye döndü. O dönüşünde Galatasaray’a teğet geçmişti. Hagi sonrası ’10 numara’ arayışlarının en ciddi adaylarından biriydi. Fransa’da ezki günlerine rahmet okuttu. ABD’de D.C. United kariyerinin sonlarında paraları istiflemek için tercih ettiği takım oldu. MLS’de geçirdiği bir seneden sonra üçüncü kez River Plate forması giymek üzere memlekete dönüyor. Artık yaş 33, demek ki son transferi Gallardo’nun, bir başka ifade ile artık ülke sınırları içerisinde izleme şansımız yok…

Read Full Post »

Ebbsfleet United, www.myfootballclub.com üzerinden üye ya da destekçi alan komün bir futbol kulübü. Kulüple ilgili kararları açılan oylamalar sonrasında alıyorlar. Buna transfer edilecek oyuncuların oylanması da dahil. Son kırksekiz saatte yapılan oylamada Darius Charles’ın transferine onay çıktı örneğin. Oylamaya katılanların %91.6’sı defans oyuncunun takıma katılması yönünde oy kullandı. 3000’den fazla oy kullanıldı söz konusu oyuncunun transferi ile ilintili karar alma sürecinde. 2009/10 sezonu için 21 yaşındaki oyuncuya £15,000 ödenecek. Göstereceği performans ile buna £10,000 daha ilave etme şansı var. Oyuncuya ödenecek tutar geçen yaz Michael Gash’ın transferinde olduğu gibi üyelerin ödentileri ile karşılanacak. Üye olup sen de katkı sağlayabilirsin: http://www.pledgebank.com/dariusforfleet

Read Full Post »

Emilio Butragueño

Baktıkça yaşlandığımı hissediyorum. Mahallede ismiyle çok gol atmışlığım olan bir futbolcuydu, Emilio Butragueño. Şimdi biz eşek kadar olmuşuz, o orta yaştan da geçmeyen bir adam. Zaman ne zalimsin!

Read Full Post »

Çizmede Moggi’nin eksenli ortaya dökülen, Juventus başta olmak üzere birçok takımın, oyuncunun ve yöneticinin başını yakan ‘futboldaki telekulak’ skandalı bu kez Inter Milan orijinli olarak yeniden vizyonda. Şimdilik iddiların ekseninde Inter Milan, Roberto Mancini ve yukarıdaki ağabey var. Yukarıdaki beyin ismi Domenico Brescia, Inter taraftarı olmasının yanı sıra hatırı sayılı bir mafya babası olan bu kişi aynı zamanda Mancini’nin arkadaşı. En azından telefon sohbetleri ve bu sohbetler sonrası Inter’in aldığı sonuçlar bunu gösteriyor. Elbette yüklü miktarda bahis parasını indiregandi yapanlara da ayrıca bakmak gerek.

İddialar özellikle Inter’in deplasman maçlarında aldığı sonuçlara odaklanmış durumda. Ibrahimovic’in iyileşmesine rağmen sahalara dönmesinin ertelendiği bu iddialar arasında. Geçen sene 2-2 biten Siena maçında, penaltı noktasına gelip sonradan topu penaltıyı kaçıracak olan Marco Materazzi’ye veren Julio Cruz’un tavrı da kendisine yer bulmuş. Türkiye’de defalarca benzerlerine rastladık, tanıkları televizyondan dinledik. Hatta meclis gündeme gelen bu iddialarla ilgili olarak komisyonlar kurduk. Sonuç alamadık. Ancak İtalyanlar’ın 2006’da işi nerelere vardırdığını gördük. O zaman bu soruşturma ve cezalardan kârlı çıkan Inter Milan şimdi sanık iskemlesinde. Bakalım ilerleyen günlerde neler olacak…

Read Full Post »

Barselona-Espanyol

Ne yalan söyleyeyim maçın ilk yarısı, ikinci yarı için biz futbolseverlere çok vaatkâr değildi. Espanyol kalecisinin elinden kaçırıp, Bojan’ın tamamladığı gol olmasa, Ayşe Kulin’in Veda’sını daha önce elime alırdım. Elde kitap, göz ucu televizyonda ikinci yarıdaki konumumu ilk yarının sonlarından itibaren netleştirdim. Ancak maçın ikinci yarısı bu maç için değilse bile, bu seneki Barselona için olağan başladı. Önce enfes bir kombine atak ile gelen Bojan golü, sonra da La Liga ortalamasını Kral Kupası’nda hatırlatan bir başka gol geldi. Ben Espanyol’un üç farklı geriye düştükten sonra iyice yelkenleri suya indireceğini düşünüyordum. Futbolda, hele hele söz konusu bir derbi maç ise beklentileriniz konusunda yanılmanız çok olası. Espanyol ardı ardına iki gol buldu. Hele bir ikinci gol var ki genç kaleci Pinto’yu futboldan soğutur. Pinto’ya bu eziyeti yapan isim Callejon oldu. 3-2’den sonra Guardiola orta sahaya Hleb’in yerine Iniesta’yı alarak tempoyu tekrar ele geçirmek istedi. Geçirdi de. Forvete de yorulup oyundan düşen Bojan’ın yerine Eto’oyu alarak Espanyol’un toplu halde yüklenmesinin önüne geçmiş oldu. Bu nedenle kentin mavibeyazlıları yarı finale çıkmak için gerekli üçüncü golü bulamadı. Bulmak şöyle dursun pozisyona dahi giremediler. Soğuk terler dökmesine rağmen Barselona adını yarı finale yazdırdı…

Read Full Post »

30 Ocak Cuma
21:30 Hamburg – Bayern München > Kanal 24

31 Ocak Cumartesi
13:00 Kartalspor – Kasımpaşa > D Spor
13:30 Kayserispor – Sivasspor > LİG TV – HD
14.45 Stoke City – M.City > SPORMAX – HD
16.00 Ankaraspor – Trabzonspor > LİG TV – HD
17.00 Middlesbrough – Blackburn > SPORMAX
19.00 Denizlispor – Galatasaray > LİG TV – HD
19:00 Napoli – Udinese > NTV Spor
21:30 Juventus – Cagliari > NTV Spor
21.45 Benfica – Rio Ave > SPORMAX – HD
23:00 Numancia – Real Madrid > NTV
23.45 Arsenal – West Ham > SPORMAX

01 Şubat Pazar
01.30 Aston Villa – W.Athletic > SPORMAX
10.45 Bolton – Tottenham > SPORMAX
12.30 Fulham – Portsmouth > SPORMAX
13:00 Manisaspor – Malatyaspor > D Spor
15.30 Newcastle – Sunderland > SPORMAX – HD
16:00 Inter – Torino > NTV
16:00 Inverness – Celtic > Futbol Smart
17.00 Fenerbahçe – G.Antepspor > LİG TV – HD
18.00 Liverpool – Chelsea > SPORMAX – HD
18:00 Racing Santander – Barcelona > NTV Spor
20.00 Beşiktaş – Antalyaspor > LİG TV – HD
20.00 Belenenses – Porto > SPORMAX – HD
21:30 Lazio – Milan > NTV Spor
22.00 Hull City – West Bromwich > SPORMAX

02 Şubat Pazartesi
20:00 Karşıyaka – Altay > D Spor
22.00 M.United – Everton > SPORMAX

Kaynak:http://www.tribundergi.com/forum/viewtopic.php?f=1&t=47401/ulgsek

Read Full Post »

Leandro Damián Cufré, Football Manager’da çok fonksiyonlu, iyi bir yedek olarak kadroda bulundurabileceğin bir defans oyuncu olduğu günden beri futbol belleğimde yer etmiş bir adamdı. Savunma hattının neresine koysan oynar ancak hiçbir zaman üst düzey bir takımın değişmezi olmaz. 1978 doğumlu Arjantinli, Gimnasia La Plata’dan transfer olduğu Avrupa’da Serie A’ya, Roma’ya geldi. Başkentte geçirdiği 4 sezonun ardından, bir yılını da Siena’da kiralık olarak harcadı. Doğrusu ya hiçbir zaman takdire lâyık bir sezon geçirdiğini hatırlamıyorum. Serie A’da misyonu tamamlanınca Monaco’nun yolunu tuttu. Bugünden itibaren kariyerine Bundesliga deneyimi ekleyecek. Hertha Berlin’e transfer olan Arjantinli oyuncu için Alman kulübünün teknik adamı Dieter Hoeness de ‘savunmanın neresine koysan oynar’ demiş. Onu biz de biliyoruz, bilmediğimiz transferde dönen ücret düzeyi…

Read Full Post »

Read Full Post »

Dünyadaki futbol mabetlerinden en önemlisi birçok futbolsevere göre Wembley’dir. Yenilenip 2007’de yeniden açılan efsane stadyumun kaç finale evsahipliği yaptığını saymak bile zor. Wembley 2011 Şampiyonlar Ligi finaline de evsahipliği yapacak. 90.000 kişilik stadyum, UEFA’nın tercihi olurken, Santiago Bernabeu’dan sonra bu finale evsahipliği yapacak. Bildiğin gibi bu sene final Roma’da. Wembley 2011 finalini alınca, aynı yılki UEFA Kupası (yeni adıyla Avrupa Ligi) için başvurusu olan Emirates Stadyumu bu durumda hayallerinden vazgeçmiş oldu. İki Avrupa Kupası finalini aynı ülkeye vermemek mantıklı elbette.

2012 Şampiyonlar Ligi finali ise Münih’teki Arena Stadyumu’nda oynanacak. 2011 Avrupa Ligi Dublin’deki Lansdowne Road’da, 2012 Avrupa Ligi finaliyse Bükreş’te, National Stadyumu’nda oynanacak. İrlanda Cumhuriyeti ilk kez bir Avrupa Kupası finaline evsahipliği yapacak.

Read Full Post »

Older Posts »