Feeds:
Yazılar
Yorumlar

Archive for Ekim 2009

golden

FIFA Yılın Futbolcusu Ödülü Adayları belli oldu. Toplam 23 kişilik aday listesinde Barça geçirdiği süper sezondan sonra tam 6 oyuncuyla başı çekiyor. Messi açık ara favori.

 Michael Ballack (Almanya) – Chelsea
Gianluigi Buffon (İtalya) – Juventus
Iker Casillas (İspanya) – Real Madrid
Cristiano Ronaldo (Portekiz) – Real Madrid
Diego (Brezilya) – Juventus
Didier Drogba (Fildişi Sahili) – Chelsea
Michael Essien (Gana) – Chelsea
Samuel Eto’o (Kamerun) – İnter
Steven Gerrard (İngiltere) – Liverpool
Thierry Henry (Fransa) – Barcelona
Zlatan Ibrahimovic (İsveç) – Barcelona
Andres Iniesta (İspanya) – Barcelona
Kaka (Brezilya) – Real Madrid
Frank Lampard (İngiltere) – Chelsea
Luis Fabiano (Brezilya) – Sevilla
Lionel Messi (Arjantin) – Barcelona
Carles Puyol (İspanya) – Barcelona
Franck Ribery (Fransa) – Bayern Münih
Wayne Rooney (İngiltere) – Manchester United
John Terry (İngiltere) – Chelsea
Fernando Torres (İspanya) – Liverpool
David Villa (İspanya) – Valencia
Xavi (İspanya) – Barcelona

 

Read Full Post »

Yazıklar Olsun!

IMG_1851

IMG_1858

 

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Kadıköy Suadiye’deyim. Kaldırımda durmuş, önümden akan binlerce insan arasından kendime fotoğraf kareleri çıkarmaya çalışıyorum. Beşiktaş Çarşı da el emeği göz nuru pankartları ile yürüyüşte. Aynen önceki sene olduğu gibi. Ne kadar kızsan da yaptıkları bir hareketle sempatini kazanabiliyorlar. Futbola olan merak ilgimi o yöne mıhlıyor. Bakalım gerginlik olacak mı? Bir iki siyah beyaz slogan, baştaki abinin uyarısı ile hemen kırmızı beyaza dönüyor. Caddedeki kalabalık nedeniyle ağır aksak yürüyen grubun yanından, kaldırımdan Şaşkınbakkal’a yol alıyorum. Fenerliler ellerinde ‘ekstra’larla alt geçide toplanmışlar. Belli ki amaç yürüyüş değil, öyle olsa cadde olmaları ve ellerinde ‘ekstra’ yerine bayrak olması gerekir.

Bekliyorum, bir umutla… Umudum Çarşı tam o hizaya geldiğinde karşılıklı olarak atılacak, günün anlam ve önemine uygun sloganları duymak. Çok geçmeden oraya varan Beşiktaşlılar ‘şehitlere’ gönderme yapıyor. Fenerliler meşale yakıyorlar, tam olaysız geçecek derken Çarşı’nın arkasından sahalara yabancı, caddelere tanıdık cisimler süzülüyor. O ortamda bulunanlar panik olmaz. Ben de fotoğraflamaya devam ediyorum. Peki ya hayatlarında ilk kez bir tribün kapışmasına tanık olan yüzlerce insan! Hele hele çocuklar, bebekler. Belki de ilk kez bir yürüyüşe katılmış, çocuklar? Onları düşünen yok, aman racona ters hareket olmasın tek dert bu.

Söylenebilecek çok da bir şey yok aslında. Yazıklar olsundan başka.

Read Full Post »

Seksenaltı

ata

Read Full Post »

1

2

Baklava ve futbol ilişkisine MutlakGol’de değinmiştik. Lazio’da henüz sezon başı olmasına rağmen taraftarlar baklava zamanı geldiğine karar verip, antrenmana hal hatır sormaya gitmişler.

Read Full Post »

Çayda Çıra

58500031

Ranieri’nin halk danslarına ilgisi olduğunu daha önceden biliyor muydun?

Read Full Post »

Rezil Madrid!

adsız

Herhalde son 12 saattir Real Madrid yeni hoca arayışları içerisindedir. Pellegrini Barselona derbisini göremeyecek gibi gözüküyor. Sevilla’ya yenilip, gariban Milan’a evinde kaybedip üstüne de Sporting Gijon deplasmanında iki puan bırakınca teknik adamın işi zaten zora girmişti. Dün akşam bambaşka ve eşsiz bir rezalete imza attılar. Kral Kupası’nda 3. Lig takımı Alcorcón’a 4-0 mağlup oldular. Elbette ikinci maçta turu geçebilirler ancak sadece bu sonuç bile suyu ısınan bir teknik adamı göndermeye yeter sebeptir. Kadroyu da yazayım da yarın öbür gün meraklısı kolayca ulaşsın: Dudek; Arbeloa, Albiol, Metzelder, Drenthe; Mahamadou Diarra, Guti (Gago, min,46), Van der Vaart; Granero (Marcelo, min.63); Raúl (Van Nistelrooy, min. 72) y Benzema.

Read Full Post »

adsız

Futbolla, hele hele İngiliz futbolu veya dünya tribünleri ile ilgilenen herhangi bir futbolsever Millwall tribünlerinin methini duymuştur. Premier Lig’i ancak rüyasında gören bu kulübün maçlarındaki binleri açıklamak için bilmem futbol sevgisi yeterli kalır mı? Taşkınlıkları, holiganlığa meyilleri vs. Green Street Hooligans filminden hala akıllarda. Leeds United ile oynana maçta bir Millwall taraftarı Galatasaray forması ile stadyuma gelmiş. Bir diğeri de Türk bayrağı dalgalandırmış. Elbette amaç 2000 yılında Taksim’de öldürülen Leedsli Christopher Loftus ve Kevin Speight isimli taraftarları akla getirmek! Kulüp şimdi bu iki taraftarın kimliğini belirleyerek ceza vermeye hazırlanıyor…

Read Full Post »

Roger Milla Heykeli

09

Heykel çalışması Adam Beane’nin.

Read Full Post »

Maradona Birası

adsız

10 Marado biralarını içmek isteyen Meksika’ya gidebilir. Biraların Arjantin’de satılabilmesi için, fikrin sahibi Cerveceria Revolucion şirketinin Diego’ya yazacağı mektubun cevabı bekleniyor…

Read Full Post »

Sponsor Desteği!

FBL-ENG-PR-ARSENAL-HULL

2

Arsenal’in İspanyol kalecisi Almunia Nike’tan güzel bir kıyak görmüş. Nike, İngiliz vatandaşlığına geçerek ulusal takımda oynamak için yanıp tutuşan kaleciye fotoşop marifetiyle yardımda bulunmuş!  Orijinal fotoğraf ilki, ancak ikincisinde bir panter görüyorsun…

Read Full Post »

spxsantos9

Brezilyalı kaleci Rogerio Ceni mevkidaşları içerisinde futbol tarihinin en golcü oyuncusu. Uzun zamandır gol kısırlığı çekiyordu! Tam 14 ay (ayağını kırdığı için uzun süre sahalarda yoktu) sonra golle buluşan kaleci kariyerindeki 84. gole imza atmış oldu. Üstelik de bir derbi maçında maçın skorunu tayin edecek denli biçimde. Sao Paulo’nun Santos’u 4-3 yendiği maçta yazmış Ceni.

Read Full Post »

Ana Avrat…

028796705-EX00

Maradona hırçın, asi ve dobra tavrını futbolculuğunda bırakmışa benzemiyor. Arjantin 2010 Dünya Kupası bileti alır almaz kendisini eleştiren basın mensuplarının analarını, avratlarını unutmamıştı. Sonradan çıkıp bayanlardan özür dilerim, ancak sözlerimin arkasındayım diyerek basınla olan savaşında yeni bir cephe açmayı da ihmal etmedi. Yukarıdaki çalışma bu olayın anısına boyanıyor…

Read Full Post »

phpxTGVCJ

Marseille ve Paris Saint Germain arasındaki maç ertelendi. Sebebi bizde okulların tatil olması ile aynı; domuz gribi namıyla bilinen H1N1. PSG’den üç oyuncu, Sakha, Giuly ve Louis Arnaud’nun yakalandığı hastalık sonrası üç gün karantinada tutulacakları açıklandı. Eee bizimkiler gibi mısır ekmeği ile büyümezsen sonu bu…

Read Full Post »

portada345

River-Boca yine gündüz gözüyle oynamışlar. -Mışlar diyorum zira maçın tamamını yerel derbi nedeniyle izleyemedim. Bizdeki bu akşam maçı sevdasını yine ve yeniden konuşmak gerek herhalde. River uzun süre önde götürdüğü maçta beraberliğe razı oldu. Boca’nın golü, uzun sakatlıklar sonrası formunun zirvesine çıkan Martin Palermo’dan. Üstelik kırık burnu için çıktığı maskeyle yazdı golünü. Gallardo’nun River’ı öne geçirmesinden sonra Ortega penaltıyı atabilse şimdi River Plate taraftarının munzır şakalarını okuyor olacaktık.

Read Full Post »

Lothar Matthaeus

Büyük oyuncuların illa büyük hoca olmayacaklarının en güzel örneği herhalde Lothar Matthaeus’dur. Mükemmel bir futbolculuk kariyerine rağmen teknik adam olarak sıfır noktasında saymak bu olsa gerek. Irkçı söylemleri ile zaten gözümden düşmüş olsa da Yılmaz Vural’ın global ölçeği olmayı sürdürüyor. Avusturya, İsrail, Macaristan vs derken panzerin yolu Güney Amerika’ya doğru uzamış durumda. Eğer bir aksilik çıkmazsa Arjantin’in Racing Club kulübü ile anlaşmış Matthaeus. Şu ana kadar henüz galibiyeti olmayan kulüp bakalım ne kadar sabredecek?

Read Full Post »

adsız

 

Kadıköy’de oynanan Fenerbahçe-Galatasaray derbisi artık öyle bir hal aldı ki; oyuncu tercihleri, takımların mevcut forum durumları, transferler, taktik vs ikinci planda. Evsahibi takımın psikolojik olarak yakaladığı üstünlük her şeyin ötesinde bir etkiye sahip. Dolayısıyla Arda’yı, Rijkaard’ı eleştirip ateşe atmak ya da Daum’un dahiliğine referans vermek çok da geçer akçe değil.

Fenerbahçe’nin üç kişilik bastığı, Keita ve Arda’yı ikişer adamla sıkıştırıp etkisiz hale getirdiği derbide Galatasaraylı oyuncular hiçbirşey oynamadılar. Dolayısıyla iyi olan kazandı. Üstelik bana göre rahatça. ‘Total’ olarak bir durgunluk söz konusuydu. Fenerbahçe’nin camia olarak bu maçlara hazırlanışı farklı; bana göre maça 40 dakika kala çıkan olaylar da, Carlos’un Keita’yı attırmak için çalışması da hep bu çalışmaların ürünü işler. Ancak görünen o ki işe yarıyor. En azından sarı lacivertli oyunculara güven veriyor bu tip işler.

Maçı yukarıdaki değişkenler nedeniyle detaylıca yorumlamaya gerek var mı bilmiyorum. Ancak oynayan, daha fazla isteyen kazandı. Üstelik belki de daha da farklı olabilirdi. Galatasaray’ın sezon başından beri çok pozisyon veren savunması yine evlere şenlikti. Üstelik Leo Franco’nun da geri paslardaki acemiliği eklendi bu kez. Keita’nın durum 2-1 iken nedeni ne olursa olsun sorumsuzca atılması maçın ondan sonraki dakikalarını uzatmalardaki süre haline getirdi adeta. Bu deneyimdeki bir adamın nasıl olup da Tysonlığa soyunabildiğini anlayamıyorum…

Read Full Post »

rom

Read Full Post »

home_main

Read Full Post »

Sürprizler Ligi

dida

Şampiyonlar Ligi bu sene epeyce sürprizli geçiyor. Zürih’in Milan’ı San Siro’da yenmesinden sonra bu hafta da sürprizler ara vermedi. Real Madrid’e konuk olan Milan’ın tarihi fark yiyebileceğini bu blogda okumuş olabilirsin. Milan afiyetle yedirdi o lafı bana! Madrid’den 3-2’lik galibiyetle dönüyorlar. Dida’nın Raul’e ikram ettiği ilk golün altında kalmayan Cassilas önce Pirlo’nun kuş uçusu beş dakikalık mesafeden attığı topu içeri aldı, ardından da yanlış çıkarak Pato’ya kaleyi açtı. Kalecilerin düellosu şeklinde geçen maç Leonardo’ya yeni ihtiyaç kredisinin müjdecisi oldu.

Bordeaux evinde Bayern’i 2-1 yenerken 2 de penaltı kaçırdı. Butt aynı köşede iki penaltıyı çıkararak geceye damgasına vurmasına rağmen, takımın geri kalanı mağlup sayıldığından o da yenilmiş sayıldı. Ciani 5. dakikada kendi kalesine gol atıp Almanları sevindirse de az sonra rakip ağları da görerek ‘sonunda Almanların kazanmasına’ engel olan yolu açtı.

Milan’ı İtalya’da yenen Zürih, İtalyan ekibine Fransa’da yenilen Marsilya’yı ağırladı. Gabriel Heinze’nin sağ ayağı 3 puanı Fransa’ya ihraç etti. Bir de özetlerde fark ettim, maçın oynandığı stadyumda tribünlerin sahaya mesafesi APS ile iki gün herhalde!

Atletico Madrid’in bu seneki alçak sürünmesi devam ediyor. Londra’da Maviler’den 4 yediler! Fatih Terim gelse kurtaramaz onları… Sürprizlerin başlangıcı bu hafta Kop tribününün önünde cereyan etti. Lyon, Anfield’de Liverpool’u 2-1 yendi. Benitez için sona doğru koşar adım. Üstelik bu kez gollerde balon etkisi de yok. Aynı gün Rubin Kazan, Barselona’yı İber Yarımadası’ndan Karadeniz’e dökmeyi bildi. Gözümüz aydın, Gökdeniz milli kahraman! Londra’daki Chelesea maçından önce kendisi üzerine bahis oynayan Sergen Yalçın gibi o da parsayı toplamış mıdır merak ettim şimdi. Dinamo Kiev’in Inter Milan deplasmanında bir puan çalmasına ne demeli? Mourinho Avrupa Kupaları’nda 8 maçtır 3 puan göremedi. Bünyede hafif kaşıntılar başlamıştır. Rangers’ın evinde Unirea Urziceni’den dört yemesini de müsadenle sürprizlere eklemek isterim. Bildim bileli Avrupa’da hüsranın diğer adıdır İskoçların antipatiği.

Read Full Post »

adsız

Beşiktaş, ManU ve CSKA maçlarında o denli kötüydü ki, Almanya’da biraz kıpırdanınca, futbola benzer işler yapınca umut verdi. Evet, Beşiktaş önceki maçların çok önünde oynadı, hatta galibiyet de alabilirdi. Ancak Wolfsburg’un da kaçırdığı birçok pozisyon var maçta. Aynı şekilde mağlubiyet de şaşırtıcı olmazdı.

Beşiktaş belli ki dersine iyi çalışmış. Rakip teknik adamın maçtan birgün önceki demecinin de verdiği güvenle kontratağa çok iyi çıktı Beşiktaş. Mücadele gücü sezon başındaki maçların misli misli üzerinde olup, yardımlaşmalı hücum ve savunma yapılınca başka bir takım çıktı ortaya. İlk yarıda Ekrem’in yalnız bıraktığı Kaş’ın kanadı ikinci yarıda toparlanınca daha da terli toplu bir görüntü ortaya çıktı. Bobo’nun da piyasa değerine oynaması ile hücum da hareketlendi. Ancak son vuruşlarda aynen rakibi gibi beceriksizdi siyah beyazlı futbolcular . Golsüzlükle ilgili nedenlere Nihat Kahveci’nin olur olmaz şutlarını da eklemeliyim. Kendisi ile pas alışverişine giren her arkadaşının koşusunu yanıtsız bıraktı, kalenin zor seçildiği mesafelerden bile isabetsiz şutlar attı. Kaleyi gören, pas vermekte anlık geciken her arkadaşını seyircinin önüne atacak şekilde azarladı. Kısacası Nihat’ın formsuzluğu devam ediyor.

Formsuzluktan sıyrılmaya başladığını gösteren isim ise Mustafa Denizli oldu. Mental olduğu kadar taktik olarak da bu maça takımı doğru biçimde hazırladığı belliydi. Nitekim kariyerindeki ilk Şampiyonlar Ligi puanını almayı başardı. ManU’nun Moskova’dan galibiyetle dönüşü sonrası, Almanya’dan alınacak üç puan bir sonraki tur için bile umut kaynağı olabilirdi. Özellikle Grafite atıldıktan sonra -sahi eskiden biz böyle salak kartlar görür ya da pozisyondan sonra intikam duygusu ile olmadık işler yapardık- Beşiktaş bastırdı. İnönü’deki Wolfsburg ve CSKA maçları en azından Avrupa Ligi’ne transit geçiş için Beşiktaş’ın elini güçlendirdi.

Bu arada dün gece UEFA’nın maçlarda yakılan meşaleleri ekrana taşımamak konusunda yayıncı kuruluşlara talimat verdiğini de öğrenmiş bulunuyoruz. Gereksiz hijyen anlayışı ve bu konudaki baskılar devam ediyor anlaşılan! Yazık.

Read Full Post »

Older Posts »