Feeds:
Yazılar
Yorumlar

Archive for the ‘Hayat’ Category

Seviyorum seni be adam…

Futbolculuğuna yetişebildiğim için şanslıyım. O konudaki ilahi durumun apayrı zaten. Serseriliğin, uslubun, oyunu sevdirmen, puro ile antrenman yaptırman, küfürlerin, belgeselin…

Bir tanesin.

Read Full Post »

Bu ses yeter diyorsan, beynimize tecavüz etti, futbol libidomuzu bitirdi diyorsan bu siteye gir. Gir ve destek ol: http://letskickvuvuzelaoutoffootball.com/

Read Full Post »

Galatasaray, ismini tüm dünyada duyuran spor kulübü, milyonlarca taraftarı, kökü asırlara dayanan lisesi, üniversitesi ve ilköğretim okulu, dernekleri, iştirakleri, mal varlıkları ve tesisleri ile devasa bir organizasyon haline gelmiştir. Sporun ama öncelikle de futbolun endüstrileşmesi sürecinde de işin içerisine giren beş adet anonim şirketi ve dernek oluşumu ile de konu finansal olarak başka boyutlar kazanmıştır.

Gelinen noktada; 30 yıl önce yürürlüğe giren, günümüzün modern yönetim yaklaşımlarının uygulanmasına olanak vermeyen, camianın açmazlarına alternatif çözüm yolları bulunmasının önünde engel olan, Galatasaray camiasının tümünü kucaklamaktan yoksun, denetim mekanizmalarını tanımlamakta yetersiz mevcut tüzüğün değiştirilmesi konusundaki ortak irade oluşmuş ve Tüzük Tadil Kongresi toplanmasına karar verilmiştir. Söz konusu kongre 29 Mayıs 2010, Cumartesi günü saat 10:00’da Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde yapılacak. Elbette kongrenin toplanması için kaydı açık üye sayısının 1/10’u kadar üyenin hazır bulunması halinde. Yani 762 kişinin imzasını atmış olması gerekiyor…

Tüzük taslağı Divan Başkanlığı’nca görevlendirilen 16 yetkin üye tarafından hazırlanmıştır. Eski bakanlar, rektörler, hukukçular, duayenler gibi değerli kişilerce oluşturulan komisyon, çalışmalarına 2007 yılında başlamıştır. Söz konusu taslak tüzüğe http://www.galatasaray.org/kulup/haber/7049.php adresinden ulaşılabilir.

Yeni tüzük taslağında üye alımının daha detaylı bir araştırma ve sorgulama sonrasında yapılabilmesi için kurulan Balotaj Kurulu’nun ve bağımsız denetim mekanizmasının tüzüğe eklenmesi önemlidir.

Balotaj Kurulu ile tüm üye adayları yüz yüze değerlendirilmeye ve bir çeşit mülakata alınacaktır. Sadece üyelik formunu doldurmanın yeterliliğinin ortadan kaldırılması, adaylar hakkında ciddi bir değerlendirmenin yapılabilmesi için güzel bir uygulama olduğunu söyleyebilirim.

Galatasaray Spor Kulübü’nün genel üye yapısı irdelendiği zaman; ilgisiz, katılımdan uzak ve ne yazık ki mevcut sorunların çözümü noktasında yetersiz olduğu görülmektedir. Mevcut üye olma koşullarının korunması ile de bu durumun aşılamayacağı malumdur.

Bu noktada hazırlanan taslağın üye profilini daha katılımcı hale getirmekten, Galatasaray camiasının kapalı ve muhafazakâr yapısını değiştirmekten yoksun olduğunu söylemek zorundayım.

Elbette Galatasaray Lisesi her Galatasaraylı’nın övünç duyduğu camianın önemli kurumlarından biridir. Kurucu irade olarak da diğer üyelik türlerine göre bazı imtiyazlara sahip olması kadar doğal bir şey olamaz. Ancak lisede en az iki sene okumuş olanların hiçbir sınırlamaya tabi olmadan üye olabileceği bir ortamın ne denli sorunlara derman olacağını tartışmak gereklidir. 14-15 yaşındaki bir gencin iki yıllık bir eğitim sonrası Galatasaraylılık nosyonunu ne kadar kazanacağı iyi düşünülmelidir.

105 yıllık kulübün bugün yaklaşık 11.000 üyesi olduğu ve bu üyelerin de yine yaklaşık bir söylemle 7600’ün kaydının açık olduğu düşünülürse, elbette kurulacak düzgün bir filtreleme sistemi yardımıyla, kitlelerle Galatasaray Spor Kulübü’nün buluşturulması gereklidir. Mevcut üye profili Galatasaray’ın değişen şartlara adaptasyonunu zorlaştırmaktadır.

Üyelikle ilgili bir diğer değişiklik Galatasaray Liseliler’e sayısal sınırlamayı kaldırmasının yanı sıra; liselilere tanınan öncelikli üyelik hakkını 35 yaşına kadar olan başvurular ile sınırlandırmış olmasıdır. 35 yaşına kadar kulübe üyelik için başvurmamış olan da dışarıdan alınacak üyelerle aynı sürece dâhil olarak yine aynı üyelik hakkını elde edebilir. O yaşa kadar başvurmadıysan otur kendi Galatasaraylılığını bir düşün… Ancak liselilerin bu 35 yaş sınırlandırmasına epeyce karşı olduklarını, kongrede bu konuda aksi yönde çalışacaklarını anlamak / bilmek için de âlim olmaya gerek yok…

Tüzükte üyelikle ilgili yeni eklenen bir bent Galatasaray Üniversitesi mezunlarına ayrılan 40 kişilik kontenjandır. “Galatasaray Üniversitesini bitirmiş” kavramının daha net olarak tanımlanması şarttır. Zira bahsi geçen okulda sertifika programları, tezsiz ve paralı yüksek lisanslar da bulunmaktadır… Zurnanın zırt dediği yerlerden biri de bu maddedir. Egemenlik alanlarını paylaşmak istemeyen, yönetim erkinden vazgeçmek istemeyen tutucu liseliler Üniversite sözcüğünü duymaya bile tahammül edememektedir.

Her yıl alınacak üye sayısı toplam üye sayısının %3’ünden %4’üne yükseltilmiştir. Liselilere verilen sınırsız kontenjan sonrası bu rakamın sıkıntı yaratacağı ortadadır. Örneğin tüzüğün kabul edildiği varsayımından hareketle %4 oranını baz alırsak; Galatasaray Spor Kulübü’ne yeni üye alım döneminde sadece 300 kişi üye olabilecektir. Son iki üye alım döneminde tüzük çiğnenerek üye yapılan 1000’e yakın kişi vardır. Özellikle bu dönemde toplu üye yapılan liseli sayısının 500’e vardığı düşünülürse benzer bir organizasyon sonrası sadece lise kontenjanından üye alınabilecektir.

Son seçim döneminde gerek Adnan Polat gerekse Adnan Öztürk tarafından suiistimal edilen bir konu epeyce eleştirilmişti; aidatları ödenmediği için aktif üyelikleri kapalı olan üyelerin borçlarının tek elden ödenmesi konusu! Oy satın almaya çalışmak olarak da yorumlanabilecek bu olay için gerekli tedbirlerin alınması konusu gerek Mali Kongre’de (27 Şubat 2010) gerekse farklı mecralarda dillendirilmişti. Yeni tüzüğün 20. maddesine “Bu şekilde üyelikleri tekrar kabul edilen üyelerin, gecikmiş yıllık ödenti ödemeleri ile o yıla ait ödenti ödemeleri, Kulüp merkezinde, bizzat kendileri tarafından nakit, ya da kişisel banka kartları ile yapılması koşulu vardır. Üçüncü şahıslar tarafından ödenecek aidatlar, bu sınıfa giren üyeler için geçerli kabul edilmeyecektir.” şeklindeki ekle soruna önlem olmaya çalışmıştır.

Camia içerisinde konuyu ilişkin yapılan değerlendirmelerde; eski sporcuların, özellikle de Galatasaraylı Eski Sporcular Derneği üyelerinin birkaç kez toplandığı, tüzükle ilgili yoğun eleştiriler geliştirdikleri ve kongreye epeyce hazırlıklı gelecekleri bilinmektedir. Tüzüğün hazırlanış sürecinde dışarıda bırakıldıklarını savlayan dernek üyeleri özellikle tesisler ve yönetime ortak olmak kaygılarını dillendirmektedirler. Dernek Başkanı Cengiz Özyalçın’ın son başkanlık seçiminde Adnan Öztürk’ten 4 yönetici sandalyesi için pazarlık yapıp liste dışı kalması ile derneğin söylemlerinin keskinleştiğini görmek başka yorumlara sebebiyet vermektedir.

Genel manzarayı tarif etmek gerekirse camianın tüm kesimleri kendi alanlarını korumak ve genişletmek için mevcut tüzük taslağını olanca güçleriyle eleştirmektedir. Kimsenin başkanı dinleyecek, kitleleri, taraftarı düşünecek, yeni açılımlar geliştirecek, modern spor kulüplerini benchmark edecek durumu yoktur…

Read Full Post »

IMG_2260

Read Full Post »

Artan Özlemle…

ataturk4

Dağ başını efkâr almış,
gümüş dere durmaz ağlar,
gözyaşından kana kesmiş gözlerim,
ben ağlarım, çayır ağlar, çimen ağlar,
ağlar, ağlar, cihan ağlar.
Mızıkalar iniler, ırlam ırlam dövülür,
altmış üç ilimiz, altmış üç yetim,
yıllar gelir geçer, kuşlar gelir geçer,
her geçen seni bizden parça parça götürür,
Mustafa’m, Mustafa Kemal’im.

Diz dövdüm,
gözlerim şavkı aktı Sakarya’nın suyuna,
Sakarya’nın suları nâmın söyleşir.
Hemşehrim Sakarya, öksüz Sakarya.
Ankara’dan uçan kuşlar,
Kemal’im der günler günü çağrışır,
kahrolur bulutlara karışır,
gök bulut, yaşmak bulut,
uca dağlar, dev boyunlu morca dağlar
divan durmuş bekleşir,
Mustafa’m, Mustafa Kemal’im.

Nasıl böyle varıp geldin, hoşgeldin,
çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin,
şol yüzünde güneş südü sıcaklık,
ellerinden öperim, Mustafa Kemal.
Senin dalın, yaprağın, biz, senin fidanların,
biz bunları yapmadık,
sen elbette bilirsin, bilirsin Mustafa Kemal.
Elsiz, ayaksız bir yeşil yılan,
yaptıklarını yıkıyorlar Mustafa Kemal.
Hani bir vakitler Kubilay’ı kestiler,
çün buyurdun kesenleri astılar,
sen uyudun asılanlar dirildi,
Mustafa’m, Mustafa Kemal’im.

Karalar kuşanmış, Karadeniz akmam diyor,
dokunmayın, ağlamaktan bıkmam diyor,
bu gece kıyamet gecesi, bu vapur Bandırma vapuru,
yattığı yer nur olsun Mustafa Kemal,
ben ölümden korkmam diyor,
korkmam diyen dilleri toz oldu, toprak oldu,
değirmen döndü dolandı, yıllar oldu,
bir kusur işledik bağışlar mı kimbilir,
o bize öğretmedi kazan kaldırmasını,
günahı vebali öğretenin boynuna,
erdirip oldurana ana avrat sövmesini,
yüreğim kırıldı kanım kurudu,
var git Karadeniz var git başımdan,
mızıka çalındı düğün mü sandın,
bir yol koyup gideni gelir mi sandın,
Mustafa’m, Mustafa Kemal’im.

Ankara’nın taşına bak,
tut ki baktım, uzar gider efkârım,
çayır ağlar, çimen ağlar, ben ağlarım,
gözlerimin yaşına bak,
Ankara Kalesi’nde, Rasattepe’de
bir akça şahan gezer dolanır,
yaşın yaşın mezarını aranır,
şu dünyanın işine bak,
Mustafa’m, Mustafa Kemal’im…

Atilla İlhan

Read Full Post »

İkoncan!

adsız

Geçen günlerde Başkan Adnan Polat’ın ceketine takılması ile gündeme gelmişti. Daha önce de taktığı şapkayla. Kendi modasını yaratmaya devam ediyor.

Read Full Post »

Gerillainho

adsız

Read Full Post »

Yazıklar Olsun!

IMG_1851

IMG_1858

 

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Kadıköy Suadiye’deyim. Kaldırımda durmuş, önümden akan binlerce insan arasından kendime fotoğraf kareleri çıkarmaya çalışıyorum. Beşiktaş Çarşı da el emeği göz nuru pankartları ile yürüyüşte. Aynen önceki sene olduğu gibi. Ne kadar kızsan da yaptıkları bir hareketle sempatini kazanabiliyorlar. Futbola olan merak ilgimi o yöne mıhlıyor. Bakalım gerginlik olacak mı? Bir iki siyah beyaz slogan, baştaki abinin uyarısı ile hemen kırmızı beyaza dönüyor. Caddedeki kalabalık nedeniyle ağır aksak yürüyen grubun yanından, kaldırımdan Şaşkınbakkal’a yol alıyorum. Fenerliler ellerinde ‘ekstra’larla alt geçide toplanmışlar. Belli ki amaç yürüyüş değil, öyle olsa cadde olmaları ve ellerinde ‘ekstra’ yerine bayrak olması gerekir.

Bekliyorum, bir umutla… Umudum Çarşı tam o hizaya geldiğinde karşılıklı olarak atılacak, günün anlam ve önemine uygun sloganları duymak. Çok geçmeden oraya varan Beşiktaşlılar ‘şehitlere’ gönderme yapıyor. Fenerliler meşale yakıyorlar, tam olaysız geçecek derken Çarşı’nın arkasından sahalara yabancı, caddelere tanıdık cisimler süzülüyor. O ortamda bulunanlar panik olmaz. Ben de fotoğraflamaya devam ediyorum. Peki ya hayatlarında ilk kez bir tribün kapışmasına tanık olan yüzlerce insan! Hele hele çocuklar, bebekler. Belki de ilk kez bir yürüyüşe katılmış, çocuklar? Onları düşünen yok, aman racona ters hareket olmasın tek dert bu.

Söylenebilecek çok da bir şey yok aslında. Yazıklar olsundan başka.

Read Full Post »

Seksenaltı

ata

Read Full Post »

Alpaslan Dikmen

Alpaslan Abi,

Nasıl ki sana hitaben yazılacak mektuplardan oluşturulacak kitap için birkaç satır da olsa yazı yazmaya elim gitmediyse, ‘gidiş’inin üzerinden geçen bir sene sonrasında da yazamadım.

Yazamadım, kusura bakma.

Bırak yazmayı günlerdir adına çıkan kitap salonda duruyor. Üstünde sen, içinde seninle ilgili binlerce anı, sözcük, güzel söz… Ona bile elim gitmiyor doğrusu. Arada bir cesaretle elime alıp şöyle bir karıştırıyorum. Yaramaz bir çocuğun girmemesi gereken odaya girdiği andaki kadar tedirgin ve sonrasındaki üzüntüyle…

İnsan beyni inanamadığı şeyleri reddeder. Belli ki gidişini reddediyor beynim. Nasıl ki ellerim telefon defterindeki numaralarını silemiyorsa, nasıl ki aklım mail listemdeki posta adresini kaldıramıyorsa benzer biçimde senin olmayışını kabullenemiyorum.

Maçları oradan da takip ediyorsundur tahminim, görmüşsündür. Ama yine de haber etmek isterim; senin için asılmış pankartlar çok güzeldi be abi. Maçı değil, onları izleyecek kadar iyiydiler. Görsel şov senin miras bıraktığın titizlikle hazırlanmıştı, kusursuzdu. Yokluğuna alışamayanların içinden kopan alkışları duydun mu bilmiyorum, desibel rekoru kırmadık belki ama yolladığımız sevgiler birçok rekoru alt üst ettik.

Hani bir gün kulağıma fısıldamıştın ya; “ulan bu hoca bizi de gömer sonra gider” diye. Bu sene o hoca da yoktu aynı yerde. Oysa onun varlığı aramızdaki bir anıya tanıklıktı benim için.

Daha eksildim.

Eksilttin bizi…

Alacağın olsun.

Read Full Post »

Rio’nun Yeri

rio

Bizdeki futbolcuların kebap salonu açmaları modaydı bir ara. Benzinci, emlakçı vs gibi. Manchesterlı Rio Ferdinand da restorant açıyor. 150 kişilik lokantanın ismi Rosso. Şehrin kırmızı yakasından birinin ‘kırmızı’ isimli dükkan açmasında şaşıracak bir şey yok elbette. Makarna yemek isteyen buyursun…

Read Full Post »

playstation_3

“Playstation, aslında bizim değil, dünyanın derdi.. Amerika’dan Japonya’ya, çocukları ve gençleri saran bu hastalıkla mücadele için bilim adamları, ruh doktorları kolları sıvadılar..
Playstation oynama, damara eroin verme gibi bir şey olabiliyor ölçüyü kaçıranlarda.. İnsanın kanına işleyen bir hastalığa dönüşüyor… Ona her şeyi unutturabiliyor..
Bu ülkede de, birileri bu playstation denen oyun kutusunun, eğlence ve boş vakit değerlendirme sınırlarını aşıp, hastalığa, Playsationmania’ya dönüşmesini engellemek için bir şeyler yapmaya başlamalı artık!..”
Hıncal Uluç, Sabah, 24.09.2009, http://sabah.com.tr/Yazarlar/uluc/2009/09/24/oyunu_hastaliga_donusturmek

Read Full Post »

fm2010-355x500

Football Manager oynayan her Türk gencinin aklından geçmiştir. Ah bir de Türkçe olsa. İngilizce bilgin ne denli yeterli olursa olsun, patchlerle ne denli haşır neşir olursan ol, kesmez. Hele hele son eklenen opsiyonlarla basına giydirme olayını Türkçe yaptığını hayal edersin. Ki bu satırların yazarı ne Türkçesi, basınla hoşbeşin bile olmadığı dönemden gelir; o dönemde kapısı kilitli odasında basın toplantısı yapmışlığı çoktur.

Şimdi herkes elini taşına altına sokacak, sokmalı. Turksportal’ın baskıları sonucu oyunu yapan firma bir adım attı. Eğer yeteri kadar imza toplanırsa, yani yeteri kadar FM manyağı Türkçe çıkarsa korsan alan X olsun diyerek şuradaki formu doldurursa Sports Interactive oyunu Türkçe çıkaracak. Haydi 10.000 kişiye ihtiyaç var. Dürüstçe formu dolduracak tüm arkadaşını uyar… Haydi FM aşkıyla herkes imzaya…

Read Full Post »

Bozcaada

sarap

Cumartesi sabahı itibariyle Bozcaada’dayım. Futbol Ayazma Plajı’dan gözüken kıyılardan daha uzak doğrusu. Bira, kalamar, midye üçlüsüne şarap va balık çift ön libero ile destek veriyor. Sağ kanatta deniz, sol kanattan güneş var. Forvet arkasına dar Ege sokaklarını forvete de ahtapot ile ada insanını koyuyorum. Bu kıyılardan sana selam ediyorum…

Read Full Post »

turkucu

Seçkin müzik marketlerinde. Israrla isteyiniz…

Read Full Post »

Kötü Niyet…

FBL-EUR-C1-BEL-STANDARD-TRAINING

Read Full Post »

Yapma Bunu…

adsız

Read Full Post »

news_manset_resim_na_Lucescu005

‘Bizim’ Romen kalp krizi geçirmiş, ameliyat olmuş. Bundan sonra teknik adamlık yapamaz herhalde. İstanbul’da kaldırdığı UEFA Kupası ile zirvede bırakmış olacaktır. Geçmiş olsun Luçeçu!

Read Full Post »

Yeniden Bir Merhaba

read_littlefeet1_LARGE

Uzun, çok uzun bir ara oldu. O kadar uzunmuş ki posta görsel eklemeyi bile aramam gerekti. Biraz da wordpresse olan kıllıktan tabi, göz görüp beyin algılamamıyor mu nedir?. Üstelik uzun olduğu kadar nedensizdi bu ara. Tembellik, bir bunalım durumu, yoğunluk, sağlık vs. gibi geçerli bir nedenim olmadan ‘bloglama’ya ara verdim. Bu arada mail atarak yoklama çeken herkese bir kez daha teşekkür.

Şimdi yeniden, bir kez daha buralardayım. Yazarım, okursun, yazarsın, okurum, konuşuruz…

Görüşürüz…

Read Full Post »

1

96 futbolseverin hayatını kaybettiği Hillsborough faciasının 20. yıl dönümü.

Read Full Post »

Older Posts »