“Altyapı” sözcüğünün zihinlerdeki çağrışımı, 2000’li yılların başında deneyimlerinden dolayı, beni son derece rahatsız etmeye başlamıştı. Çünkü insanların bilinçaltında (kulüp içinde! ve dışında) hep altta olduğumuzu fark ettim. Örneğin hiç bir zaman Altyapı’ya yeni bir şey alınmazdı; A-Takım’ın eskileri Altyapı’ya gönderilirdi... Basın da bile hiç bir şekilde haber değeri yoktu Altyapı’ların. Kimsenin de umurunda değildi açıkçası Genç Futbol Dünyası… Altyapı’yı sadece PAF Takımdan ibaret zannediyorlardı. İçeride ve dışarıda…
Sportif bir tanım olmadığından, çok daha fazla inşaat terimi gibi gelmeye başlamıştı “Altyapı”. Daha da ileri gitmek gerekirse, yollarda hepimiz görmüşüzdür Belediye’nin kazdığı yollarda “Altyapı Çalışmaları” yazısını… Bir gün fark ettim ki Altyapı “kanalizasyon” demek…
O gün bir şeylerin değişmesi gerektiğini fark ettim… Hem de en temelinden sarsılarak, en doğru bilinen gerçeklerden başlayarak…
İnsanların bakış açısını değiştirmek aynı zamanda Genç Futbol Dünyası’na farklı bir ivme kazandırmak adına düşünmeye başladım. Bunu nasıl yapabilirdim? Altyapıya olan bakış açısının gereken değeri verir şekle gelmesi için neleri değiştirmemiz gerekir? Temeli hangi kavramın üzerine oturtmamız lazım?
Aklımdan geçen ve cevap aradığım sorular listesi uzundu.
İç ses “Bilim” dedi. Ve o ses her zamanki gibi haklıydı.
Futbol bilim değildi fakat bilimden faydalanmak zorundaydı.
Nasıl bilim olabilirdi ki? 90 dakika boyunca, gol için her şeyi denersin, maç boyunca tek kale oynarsın, öne geçmek adına denemediğin taktik, organizasyon kalmaz; fakat rakip 90. dakika kalene bir kez gelir ve GOL…
Böylelikle futbol organizasyonu ve eğitimine daha fazla bilim sokmak için, önce başından beri beni rahatsız eden şu “kanalizasyon” terimini yani altyapıyı ortadan kaldırmak, insanların bakış açısını değiştirmek ve yeni bir ivme yaratmak gerekiyordu.
Kısacası “DEVRİM” gerekiyordu.
Bütün bunları gerçekleştirmek için en ideal tanımın “FUTBOL AKADEMİSİ” olduğuna karar verdim.
Yıllar önce okumuş olduğum bir kitapta “SOCRATES” in öğrencisi olan “PLATON (EFLATUN) ” un Atina da kurmuş olduğu “ATİNA AKADEMİSİ” (felsefe okulu) ve kapısındaki “GEOMETRİ BİLMEYEN GİREMEZ” tabelası beni çok etkilemişti. Bahsi geçen okul tarihteki ilk “AKADEMİ” idi.
Hemen bir araştırma yaptım. “AKADEMİ”nin bir unvan olduğunu ve bunun ancak bir üniversite tarafından verilebileceği ile karşılaştım. Yani Florya’da, kapının üzerine kendi başına “AKADEMİ” tabelasını asamazdın.
Bu projemi kulüp içinde aynı dili konuşabildiğim birkaç kişiden biri olan Doç. Dr . Bülent Bayraktar ile paylaştım. Kendisi Galatasaray Sağlık Ekibi’nde çalışıyordu. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu Müdürü’ydü. Bu konuyu paylaşacağım ve destek alacağım ondan daha iyi biri olamazdı. Tahmin ettiğim gibi de oldu; tam destek gördüm!
Hemen projenin teori bölümünün çalışmalarını başlattık. Projeyi 2 ayaklı yapmaya karar verdik. Çapa Tıp Fakültesi ayağı ve Florya ayağı. Bülent Hoca üniversite organizasyonunun, ben de Florya organizasyonunun üzerine çalışmalara başladık. Gençlerin futbol eğitimleri için en uygun ortam ve sistemleri oluşturdukları düşünülen kulüplerin çalışmalarını inceledim; toplumsal yapımızı, futbol kültürümüzü, gençlerimizin ihtiyaçlarını baz alarak en uygun ve Galatasaray’a özgü modeli yaratma çabası içerisindeydim.
Yaklaşık 5 ay sonra bir proje kitabı ile birlikte İstanbul Üniversitesi ile Galatasaray Spor Kulübü arasında imzalanacak bir protokol hazırladık ve Galatasaray’da futbol yönetenlere sunduk.
Ve sonuç, “GALATASARAY FUTBOL AKADEMİSİ”…
VİZYON
Bilimden faydalanarak her zaman en yenilikçi futbol akademisi olmak, Galatasaray profesyonel futbol takımının Avrupa futbol sosyetesindeki yerini futbol akademimizde eğitim almış üst düzey sporcularla kalıcı olmasını sağlamak.
MİSYON
Gelecek yıllarda Galatasaray Profesyonel Futbol takımının formasını giyecek sporcuların yetiştirilmesinin yanı sıra Galatasaray örf ve adetlerine bağlı; rakibe, hakeme, seyirciye saygılı, fair-play ilkelerine bağlı sporcular yetiştirmek; bu sporcuları ülke ve dünya futboluna kazandırırken buna paralel olarak kulübümüze ekonomik yönden güç kazandırmak.
Eminim ki birçok insanın bakış açısı değişmişti. Artık “ALTTA” değildik,
Genç Futbol Dünyası artık farklı bir ivme kazanmıştı,
Yine eminim ki “DEVRİM” gerçekleşmişti.
Fakat bir şeyi unutmuştum.
“DEVRİMLER KANSIZ OLMAZ”…
Dünya tarihinde yapılan tüm devrimler kanlı bitmişti…
BIZIMKI DE…
Bizim devrimimizin de sonuçları farklı olmadı…
Ve aylar sonra, gururla, dolu gözlerle seyrettim imza törenini ve arkadaki dev gibi “GALATASARAY FUTBOL AKADEMİSİ”ni…
Bir şeyi unutmuşlardı…
“PLATON” un tabelasını…
“GEOMETRİ BİLMEYEN GİREMEZ”
Bir Cevap Yazın