Mustafa Denizli, Ertuğrul Sağlam’ın Beşiktaş’ını eleştirdiği yazıları alıp tekrar okusun. Bir de kendi Beşiktaş’ının oynadığı oyuna baksın. Yazılarda mı, kendisinde mi sorun var bence vicdanı ve futbol deneyimi ile kolayca cevap bulacaktır. Beşiktaş iyi oynar kötü oynar ayrı mesele.
Bobo’suz ya da Holosko’suz da oynar bu takım. Ancak hem Bobo’suz hem Holosko’suz oynayamaz. Üstelik hem kötü hem de ruhsuz oynayamayacağı gibi. Ne yazık ki bunlar hepsini gördük Antalyaspor karşısında.
Mehmet Özdilek sonrası toparlanan Antalyaspor’un sürekli öne geçip geriye düşen ‘eski’sinden hiçbir farkı yoktu, öne geçmek dışında. Bu kadro ile küme düşmemeleri mucize olur. Maç sabaha kadar oynansa gol atabilecek halleri yoktu. Gerçi birazcık zorlasalar Rüştü saçmalayacağının sinyallerini verdi ancak güney takımının da zorlayacak mecali kalmamış gibiydi. Antalya niyetsizdi de Beşiktaş çok mu iştahlı idi. Elbette hayır. Tello’nun fevkalade denk düşen ve seyir zevki konusunda haftanın güzel golleri arasındaki yerini alkışlarla alan şutu dışında onlar da kendi becerilerinden çok, rakibinin defanstaki zaaflarından yararlanmayı umdular. Nafile bir çaba oldu bu. Zira o kadar amaçsız ve ruhsuzdular ki rakip defansın zaafını belirginleştirecek bir ataklarını göremedik. Defansın bir anlık gafletini Ömer Çatkıç çıkararak arkasındaki foto muhabirlerine iş çıkardı. Bunun dışında 3 dakikalık özet çıkarmak zorunda olan rejiye kolaylıklar dilerim. Kısacası İnönü’de futbol namına birşey göremedik. Doğrusu ya bu futbol antisempatiği maçın bir şanssızlığı da Liverpool-Chelsea maçının ardından sahne almasıydı. O futbolsa bu ne, bu futbolsa o ne dedirtti…
Reklamlar
Antisempatik yerine direk antipatik yazsaydınız 🙂